Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Ekrem İmamoğlu Arasındaki Davanın Tarihi Açıklandı!

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Ekrem İmamoğlu hakkında açmış olduğu "1 milyon liralık tazminat davasının" ilk duruşması dosya üzerinden gerçekleştirildi.

Anadolu 51. Asliye Hukuk Mahkemesi, taraflar arasında bir uzlaşma sağlanamaması üzerine sözlü duruşmaya geçilmesine karar verdi.

DAVANIN İLK DURUŞMASI TARİHİNE KARAR VERİLDİ

Davanın ilk duruşma tarihi olarak 13 Ocak 2026 belirlendi.

NELER YAŞANMIŞTI?

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatı Ahmet Özel tarafından İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'na sunulan suç duyurusu dilekçesinde Esenyurt Belediye Başkanı Özer'in "PKK/KCK silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçlamasıyla tutuklandığı bilgisi yer aldı.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu'nun, 31 Ekim'de Özer'in tutuklanmasını protesto etmek için gerçekleştirilen mitingde, Erdoğan'a yönelik iftira niteliği taşıyan asılsız suçlamalarda bulunduğu ve Erdoğan'ın kişilik haklarına saldırdığı iddia edilen dilekçede, İmamoğlu'nun Cumhurbaşkanı'nı kamu önünde küçük düşürme amacında olduğu vurgulandı.

Dilekçede, İmamoğlu'nun Erdoğan'a yönelik kullandığı "eli sopalı" ve "karanlık hamlenin peşinde koşan bir iktidar" gibi ifadelerin sınırları aştığı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın itibarını zedelemenin yanı sıra halkı kin ve nefretle doldurup gerçekleri saptadığı öne sürüldü. İlgili bölüme dair İmamoğlu'nun konuşması ve video kaydına da yer verildi.

İmamoğlu'nun kullandığı sözlerle Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın toplum nezdindeki onur ve itibarını zedelediği belirtilerek, dilekçede şu ifadelere yer verildi:

"Söylenen ithamlar, müvekkilimi halkın gözünde hedef haline getirmeyi amaçlamaktadır. Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, üst üste kazandığı demokratik seçimlerle göreve geldiğinden beri fedakarca hizmet eden ve halk tarafından büyük sevgi ve saygıyla desteklenen bir liderdir.

Davalı, konuşması boyunca müvekkilime yönelik 'Beni seçmezseniz, sizin seçtiklerinizi görevden alırım. Onları hapse atarım. Size hayatı dar ederim, evsiz bırakarak, evlatlarınızı işsiz hiç bırakırım' gibi temelsiz pek çok ağır hakarette bulunmuştur. 'Karşılaştığımız dünya, başka bir karanlık hareketin peşinde koşan bir hükümettir.' şeklindeki ifadesiyle ise yargı sürecini müvekkilin manipüle ettiğini ima etmiş ve bağımsız bir yargıya iftira atarak güvensizlik yaratmaya çalışmıştır."

Dilekçede, İmamoğlu'nun Cumhurbaşkanı'na yönelik ifadelerinin siyasi sorumluluğu gereği ile bağdaşmadığı ifade edilerek kötü niyetli bir algı operasyonu olduğu kaydedildi. Dilekçede şu noktalara vurgu yapıldı:

"Meşru bir yönetim organında görevli olan müvekkilimin yıllar süresince elde ettiği seçim başarılarını hazmedemeyen İmamoğlu, kamuoyunda müvekkilimin 'Seçimlerde eli sopalı' olduğu intibası oluşturma gayreti içindedir. Yıllardır halkın seçimlerdeki iradesini yok sayarcasına, kendisini halkın her kesimini kucaklıyormuş gibi göstermek isterken, kullandığı ifadeler akla aykırı düşen ve küçük düşürücü bir dil taşımaktadır." Dilekçede, yukarıda belirtilen nedenlerle davanın kabul edilip, 1 milyon lira manevi tazminatın 31 Ekim 2024'ten itibaren yasal faiziyle birlikte tahsil edilmesi ve yargılama masraflarıyla avukatlık ücretinin karşı tarafa yüklenmesi talep edildi.