İstanbul'da Denize Girmeden Önce Bilmeniz Gerekenler: İlçe İlçe Deniz Suyu Analiz Sonuçları!

İstanbul'da deniz keyfi yapmak isteyenlerin dikkate alması gereken en önemli unsurlardan biri su kalitesidir.

Sağlık otoriteleri, deniz suyunun temizlik seviyesini belirlemek için düzenli olarak analizler gerçekleştiriyor.

Sanayileşme, hava kirliliği, atık su deşarjları ve nüfus yoğunluğu, deniz suyunun kirlenme olasılığını artıran başlıca etmenler arasında yer alıyor.

Tüm bu unsurlar göz önünde bulundurulduğunda, İstanbul'da bazı noktalar yüzme açısından uygun kabul edilirken, bazı yerlerde denize girmek sağlık açısından riskli hale gelebiliyor.

Sağlık Bakanlığı’nın yuzme.saglik.gov.tr/map/csbs.html adresinde yayımlanan yüzme suyu kalite haritası, vatandaşların bilinçli seçimler yapmasına yardımcı oluyor.

MARMARA'NIN TEMİZ İNCİLERİ: ADALAR

İstanbul'un en temiz sulardan bazıları, Marmara Denizi'nde yer alan Adalar'da bulunuyor.

Büyükada başta olmak üzere, Heybeliada, Burgazada ve Kınalıada'nın plajları genellikle yüksek su kalitesine sahiptir.

Bu durumun arkasında, bu bölgelerde sanayi atıklarının ve yoğun şehir kirliliğinin bulunmaması yatıyor.

Ancak, Adalar özellikle hafta sonları yoğun bir ziyaretçi akınına uğradığı için, kalabalık saatlerde suyun temizliği zaman zaman düşebilir.

Bu nedenle, daha sakin zamanlarda denize girmek, su kalitesi açısından daha uygun bir seçenek olabilir.

Denizlerdeki kirliliği etkileyen en önemli etkenlerden biri olarak su akıntısı, Adalar bölgesinde nispeten daha sağlıklı bir durumdadır, bu da denizin kendini yenilemesine olanak tanıyor.

KARADENİZ KIYILARI: ŞİLE, AĞVA, RİVA VE FENLERİ

İstanbul'un kuzey kısmında yer alan Karadeniz kıyıları, genellikle temiz denizlere sahip olduğu bilinir.

Şile, Ağva ve Riva gibi bölgelerde sanayileşmenin çok az olması, bu yerlerin hava ve su kirliliğinden daha az etkilenmesini sağlıyor.

Ayrıca, Karadeniz’in kuvvetli akıntıları ve açık denizle olan bağlantısı, suyun sürekli devinimini sağlayarak temiz kalmasına katkı sağlıyor.

Anadolu Feneri ve Rumeli Feneri gibi noktalar, İstanbul Boğazı'nın Karadeniz ile birleştiği yerler arasında temizlik açısından ön plana çıkıyor.

Bu alanlarda yapılaşmanın az olması ve sanayi faaliyetlerinin bulunmaması, su kalitesini koruyan temel etkenlerden biridir.

KİRLİLİĞİN MERKEZİ: HALİÇ VE BOĞAZ İÇİ

İstanbul'da yüzme açısından kaçınılması gereken en riskli yerlerden biri Haliç'tir.

Haliç'in bir koy monopolitli olması ve akıntısının zayıf kalması, burada atık suların ve sanayi kirliliğinin birikmesine yol açıyor.

Haliç'e akan kirli su kanalları, buradaki su kalitesini büyük ölçüde düşürmekte ve deniz yaşamını tehdit etmektedir.

Bunun dışında, İstanbul Boğazı'nın iç kısımları da kirlilik açısından riskli bölgeler arasında yer alıyor.

Gemilerden kaynaklanan atıklar ve çevredeki yerleşim alanlarından gelen kirlilik, özellikle iç kısımdaki koy ve sahil çizgilerinde birikiyor.

MARMARA'NIN KİRLETİCİ HATTI: CADDEBOSTAN-GEBZE HATTI

Marmara Denizi'nin kıyısında bulunan Caddebostan'dan Gebze'ye kadar uzanan alan, sanayi ve yoğun nüfus nedeniyle yüksek kirlilik riski taşıyan bölgelerdir.

İzmit Körfezi, buradaki sanayi tesislerinin atıkları yüzünden en kirli deniz suyu örneklerinden birini barındırdığı bilinmektedir.

Sanayi atıklarının yanı sıra, kanalizasyon sularının denizle buluşması da kirliliği artırmaktadır.

Bununla birlikte, bu kirlilik hattı üzerinde yer alan Büyükçekmece ve çevresi, yapılan incelemelerle daha temiz olduğu belirlenen ender bölgelerden biridir.

İSTANBUL'DA DENİZ SUYU NEDEN KİRLENİYOR?

Deniz suyu kalitesini etkileyen temel unsurlar arasında; yüzey ve dip akıntılarının yetersiz oluşu, sanayi tesislerinin atık sularını arıtmadan denize deşarj etmeleri, kanalizasyon sularının karışması ve gemi trafiğinin yoğunluğu yer almaktadır.

Sanayinin az olduğu, hava kirliliğinin düşüklüğü ve güçlü akıntıların bulunduğu yerler, genellikle daha temiz denizlere sahip olmaktadır.

İstanbul’un plajlarındaki deniz suyu kalitesini yuzme.saglik.gov.tr/map/csbs.html adresinden kontrol edebilirsiniz.