Davutoğlu'ndan Sert İkaza: İsrail'in Doha Saldırısını Kınadı, Hesap Vermelidir!
Gelecek Partisi'nin başındaki isim Davutoğlu, İsrail'in gerçekleştirdiği son saldırılara karşı sert bir yanıt verdi. "Bu soykırım teşkilatı durdurulmalı, işlediği tüm suçların hesabı sorulmalıdır" diyen Davutoğlu, bölge liderlerine acil bir zirve düzenleme çağrısı yaparak İsrail'e karşı ortak izolasyon ve diplomatik yaptırımlar önerdi.

Gelecek Partisi’nin Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, İsrail’in Gazze, Lübnan, Yemen ve en son Katar üzerindeki saldırılarına dair detaylı bir açıklama yaptı. Davutoğlu, ateşkes müzakerelerinin sürdüğü bir dönemde İsrail’in gerçekleştirdiği suikastleri "uluslararası hukuku hiçe sayan bir pervasızlık" olarak tanımladı. "Hitler döneminden bu yana dünya bu denli bir cüret görmedi," şeklinde konuşan Davutoğlu, bölgedeki ülkelere acil bir zirve düzenleme çağrısında bulunarak, İsrail’e karşı hava sahalarının kapatılmasından diplomatik ilişkilerin askıya alınmasına kadar geniş önlemler alınması gerektiğini belirtti.
Gazze, Batı Şeria, Lübnan, Yemen, Suriye ve İran'ın yanı sıra, Tunus’taki Sumud konvoyu aracılığıyla Katar’a yönelik saldırılara dikkat çeken Davutoğlu, “Dünya, uluslararası hukuku bu denli hiçe sayan bir saldırganlığın varlığına tanıklık etmedi,” diyerek bu durumu vurguladı.
Ateşkes görüşmelerine suikastlarla cevap veren hukuka aykırı ve soykırımcı yapı durdurulmalı, tüm yaptıklarının bedeli ödetilmelidir!
Gazze, Batı Şeria, Lübnan, Yemen, Suriye ve İran’ın ardından dün gece Tunus’taki Sumud konvoyu ve bugün de Katar…
Dünya Hitler’den…
Davutoğlu, bölge liderlerine şu önerileri sundu:
1. Bölge ülkeleri, Birleşmiş Milletler Genel Kurul toplantıları öncesinde acil bir bölgesel zirve organize etmelidir. Bu zirve, İslam İşbirliği Teşkilatı veya Arap Ligi toplantılarının ötesine geçerek somut sonuçlar elde etmeyi amaçlamalıdır.
2. Bu zirve kapsamında, bölgede BM Genel Kurul toplantıları öncesinde Gazze’de bir ateşkes sağlanmaması durumunda New York’a gitmeme kararı alınmalıdır.
3. Zirve sonrasında, Filistin’i tanıma kararı almış ve Gazze soykırımına karşı çıkan devletlerle, BM Genel Kurulu’nun New York yerine Cenevre’de toplanması için girişim başlatılmalıdır.
4. Bölgedeki ülkeler, ortak karar alarak hava sahalarını ve limanlarını İsrail’e kapatmalı ve İsrail’e karşı tam bir izolasyon uygulaması yapılmalıdır.
5. Bölge liderleri, ABD Başkanı Trump’a ortak bir mektup göndererek, İsrail’e yönelik kayıtsız şartsız destek sürerse, tüm ülkelerin ABD ile ilişkilerini gözden geçireceğini belirtmelidirler.
6. Zirve tarafından yetkilendirilmiş bir heyet, BM Güvenlik Konseyi daimi üyelerinin başkentlerini ziyaret ederek, İsrail’in saldırganlığının uluslararası barışı tehdit ettiğini iletmelidir. Eğer bu saldırılar durmazsa, bölge ülkeleri ortak bir caydırıcılık göstereceklerini belirtmelidir.
7. İsrail ile sözde İbrahimi anlaşmalar imzalamış ülkeler, bu anlaşmaları geçersiz ilan etmelidir.
8. Tüm ülkeler İsrail ile diplomatik ilişkilerini askıya almalı, başkentlerinde büyükelçilik bulunduranlar büyükelçileri istenmeyen adam ilan etmeli ve kendi büyükelçilerini geri çekmelidir.
9. Türkiye, NATO'yu acil bir toplantıya çağırarak, bu saldırıların Türkiye’nin ulusal güvenliğini tehdit ettiğini vurgulayıp, başta ABD olmak üzere NATO müttefiklerinin İsrail üzerinde baskı uygulamasını talep etmelidir.
10. Zirve sonrasında, bölge ülkeleri Filistin dostu diğer ülkelerin de desteğiyle, aşağıdaki maddeleri içeren acil bir eylem planını BM Güvenlik Konseyi ve BM Genel Sekreteri’ne sunmalıdır:
(i) BM Güvenlik Konseyi'ndeki tıkanıklığı aşmak için “Barış İçin Birleşme” (Uniting for Peace) çerçevesinin işletilmesi ve sivilleri korumaya yönelik bağlayıcı kararların hızla alınması gerekir.
(ii) Gıda, ilaç, su ve acil yardım malzemelerinin Gazze’ye kesintisiz, güvenli ve uluslararası koruma altında ulaştırılması sağlanmalıdır.
(iii) BM yetkisi altında, sivilleri, insani yardım konvoylarını ve sağlık tesislerini korumak amacıyla uluslararası gözlem ve koruma misyonu derhal sahaya gönderilmelidir.
(iv) Sumud filosu ve benzeri insani yardım girişimlerine olası saldırılara karşı İsrail’e açık bir uyarı yapılmalıdır.
(v) Ev sahibi ülke ihlallerini önlemek amacıyla bir ‘hesap verebilirlik mekanizması’ oluşturulmalı ve tüm üye devletlerin eşit erişim hakkı güvence altına alınmalıdır.
(vi) Gerek görülmesi durumunda 1988 Cenevre örneği temel alınarak, BM Genel Kurulu'nun kritik kararlar için New York dışına taşınmasını öngören yedek planlar hazırlanmalıdır.
(vii) Uluslararası insancıl hukukun ağır ihlalleri ve soykırım konularında bağımsız soruşturmalar desteklenmeli; BM, Uluslararası Adalet Divanı (UAD) ve Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) mekanizmalarının etkin bir şekilde devreye girmesi sağlanmalıdır.
Davutoğlu, açıklamasını “Türkiye, tarihi ve insani sorumluluğunun bilinciyle atılacak bu adımları öne çıkararak liderlik yapmalıdır. Küçük siyasi hesaplar nedeniyle sessiz kalanlar ve gerekli adımları atmayanlar, tarih, gelecek nesiller ve Allah tarafından asla affedilmeyecekler,” şeklinde sonlandırdı.