Bahçeli: Terörsüz Türkiye Sağlanmalı! Altın Fırsat Kaçırılmamalı!
MHP Genel Başkanı Bahçeli, Malazgirt ve Büyük Taarruz mesajında terörsüz bir gelecek ile milli birlik vurgusunu ön plana çıkardı. Bahçeli, “Önümüzdeki altın fırsatın heba olmaması, kardeşlik duygusunun zarar görmemesi gerektiğini” belirtti.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Malazgirt Zaferi’nin 954. ve Büyük Taarruz’un 103. yıl dönümleri sebebiyle kaleme aldığı yazılı açıklamada, "Terörsüz Türkiye" hedefini ön plana çıkardı.
Bahçeli, Malazgirt’ten Büyük Taarruz’a uzanan tarihsel yolculuğun Türk milletinin birlik ve direnç ruhunu simgelediğini belirterek, “Terörsüz Türkiye, fetihlerin ve taarruz bilincinin, Malazgirt Zaferi'nin temiz ve saf yüzüyle birleşmesi, yeni yüzyılda barış, huzur ve kardeşlik ile taçlanması demektir” ifadelerini kullandı.
“ALTIN FIRSAT KAYBEDİLMEMELİ”
Bahçeli, Türkiye'nin tarihi bir eşikte bulunduğunu vurgulayarak, “Karşımızda duran altın fırsat mutlaka değerlendirilmeli; vatanı paylaşan millet olma bilinci zedelenmemelidir” uyarısında bulundu.
Bahçeli'nin ifadeleri ise şu şekilde oldu;
"BU PARLAK GEÇMİŞ MİLLETİMİZ İÇİN BİR GURUR KAYNAĞIDIR"
Türk milleti, tarih boyunca medeniyetin ışığını yayma misyonunu taşıyan, merhamet ve sevgi atmosferiyle bezenmiş bir kimlik olmuştur. Bu asil değer ve onur, zamanın dar ve zor şartlarından taşarak yayılmış, cansız coğrafyaların üzerinde fetih ve taarruz parıltısıyla ışıldamıştır.
26 Ağustos 1071 Malazgirt Zaferi ve 26 Ağustos 1922 Büyük Taarruz’un gerçek anlamını görebilenler için bu aydınlık, Yüce Allah’ın bir ihsanı ve milletimizin gurur kaynağıdır.
Hem 954 yıl önce hem de 103 yıl önce Anadolu, esaret zincirlerinden kurtulmuş, aziz milletimizin şeref ve onuru ile perçinlenmiştir.
Özellikle Malazgirt Ovası'nda, küresel ve bölgesel güçler arasındaki denge yeniden kurarken, jeopolitik ve jeostratejik unsurlar aracılığıyla dünyanın gidişatı ve dönemlerin anlamı da değişim göstermiştir.
Mesele sadece kazanılmış bir savaş veya ulaşılmış başarıyla sınırlı olarak düşünülmemelidir.
"ZAFER, ANADOLU’DA BİR YENİDEN DOĞUŞU MÜJDELEMEKTEYDİ"
Malazgirt Zaferi, parçalanma ve kötü niyetli propaganda altında kalan Anadolu’nun yeniden canlanmasını müjdelemiş, haksızlık ve zulme uğrayanların dirilişini tetiklemiştir.
954 yıl önce ayrımcılık, en derinden yaralanmış; ayrılığı besleyen karanlık niyetler acı bir şekilde darbe yemiştir.
Malazgirt Zaferi, Türk milletinin varoluşsal onurunu, ülke edinme hedefleriyle birleştirirken, birlik ve dayanışma duygusunun kahramanlık ve inanç ile pekiştiği bir dönemi simgelemektedir.
Bu zafer, sadece Bizans’ı aşarak bereketli toprakların kapılarını açmakla kalmamış, aynı zamanda gönül yaralarını onaran bir umut ışığına dönüşmüştür. Ötüken sancağı Malazgirt’te, daha büyük hedeflere odaklanarak, toplumun vicdanında bekleyen kutlu hayallerle coğrafyaları sarmıştır.
Müslüman Türk milleti, Anadolu’yu ağırlık ve harekât merkezi yaparak İ’la-yi Kelimetullah aşkıyla yola çıkmış, dünyayı her yönüyle sararak etkilemiştir.
"TÜRK MİLLETİNİN BİR VE KARDEŞÇE YAŞAMASINDAN KORKANLARIN OYUNLARI DEVAM EDİYOR"
Elbette Malazgirt Zaferi'nin etkileri hala hissedilmektedir. Sömürgeci ve düşmanca çevreler, bu zaferin ardından 9,5 asır boyunca huzursuzluk ve rahatsızlık içinde olmuştur.
Türk milletinin bir arada yaşamasından ve acı ile sevinçte tek vücut olmasından korkanların kirli oyunları devamlı yeniden şekillendirilmiş, zaman zaman genişleyip genelleşmiştir. Hiç bitmeyen, tükenmeyen birçok tuzak ve komploya rağmen Malazgirt’in manevi mirası ve Büyük Taarruz’un asil duruşu bozulmamıştır.
"TERÖRSÜZ TÜRKİYE’NİN GÜÇ BİRLİĞİ İLE ATILAN ADIMLARI VAN HALİNDE GERÇEKLEŞMEKTEDİR"
Malazgirt’in mirası, nesilden nesile aktarılan tarihi dokusu, kaderi değiştiren doğası ve elbette ki Türk milletinin yüreğinde yanan zafer ateşiyle, “Terörsüz Türkiye” için kararlı adımlar atılmakta, bu adımlar ortak güç birliği içerisinde atılmaktadır.
Terörsüz Türkiye, fetihlerin ve taarruz bilincinin, nihayetinde Malazgirt Zaferi'nin geleceğin temiz yüzü ile beşleştirilmesi, yeni yüzyılda barış, huzur ve kardeşlikle pekiştirilmesidir.
Önümüzdeki altın fırsat, asla kaybedilmemeli; vatanı oluşturan milletin birlik duygusu ve özellikleri zedelenmemelidir.
Malazgirt’te temerküz eden fetih aklının, insanlarımızın diliyle ve kökeniyle uğraşmayan, ortak değerlerde buluşarak selim bir irade oluşturma çabası, atalarımızın yüce çağrısını ve zaferle dolu mirasını asla zedelemeyecektir.
Bu his ve düşünceler ışığında, Türk tarihinin her döneminde, milli varlığın korunması için benzersiz sorumluluklar üstlenmiş, en zor imtihanları sabır ve vatan sevgisiyle aşmış, milli bütünlüğün sembolü olmuş aziz ecdadımıza rahmet ve saygıyla anıyorum. Malazgirt Zaferi’nin 954’üncü yıl dönümünde, Büyük Hakanımız Sultan Alparslan’a, kahraman askerlerimize; Büyük Taarruz’un 103’üncü yıl dönümünde ise Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, dava arkadaşlarına ve aziz şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Taarruz ve zafer günümüz mübarek olsun. Vatanımız sonsuza dek yaşasın.