Ankara Barosu'ndan Kayyum Kararına Sert Tepki: Yok Hükmünde İfadesi!

Ankara Barosu, CHP İstanbul İl Yönetimi’nin görevden alınmasıyla ilgili asliye hukuk mahkemesi kararını “geçersiz” olarak nitelendirdi. Baro, siyasi parti kongreleriyle ilgili kararların yalnızca seçim kurulları ve Yüksek Seçim Kurulu'nun yetki alanında olduğunu belirtti.

Ankara Barosu'ndan Kayyum Kararına Sert Tepki: Yok Hükmünde İfadesi!

CHP İstanbul İl Yönetimi’nin görevden alınmasıyla ilgili olarak İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin verdiği geçici karar, Ankara Barosu tarafından sert bir şekilde eleştirildi. Baro, bu kararı “açıkça görev gaspı” olarak nitelendirerek, “Bu karar geçersizdir” ifadesini kullandı.

Ankara Barosu, siyasi partilerin kongrelerine dair karar verme yetkisinin yalnızca ilçe seçim kurulları ve Yüksek Seçim Kurulu’na ait olduğunu belirterek şunları kaydetti:
“Asliye hukuk mahkemeleri, siyasi parti kongrelerine ilişkin kararlar verme yetkisine sahip değildir. Siyasi Partiler Kanunu’nun 21. maddesi gereğince kongreler, ilçe seçim kurulu hakimi nezaretinde yapılmakta ve alınan kararlar kesindir. Bu kararlar yalnızca Anayasa’nın 79. maddesi çerçevesinde YSK tarafından iptal edilebilir. Asliye hukuk mahkemelerinin aldığı iptal kararları açık bir şekilde görev gaspıdır ve geçersizdir. Yargının siyasetin etkisi altında kalarak parti iradesine müdahale etmesi, hukuk devleti ilkesini zedelerken demokrasiyi de ciddi anlamda yaralamaktadır.”

NE YAŞANDI?

CHP İstanbul İl Başkanlığı Kongresi’nde “yetkisizlik ve usulsüzlük” iddialarıyla açılan davada, İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi, il başkanı ve yönetim kurulu üyelerinin tedbiren görevlerinden uzaklaştırılmasına hükmetmişti. Mahkeme, bunun üzerine Gürsel Tekin, Zeki Şen, Hasan Babacan, Müjdat Gürbüz ve Erkan Narsap’tan oluşan geçici bir kurul atanmasına karar verdi.

Dava dilekçesinde, kongrede oy kullanan delegelerin çıkar karşılığında yönlendirildiği, oy sayısının delege sayısını aştığı ve bu durumun kongrenin “tamamen geçersiz” olduğu savunulmuştu. Mahkeme, iddiaları “basit bir şikâyetin ötesine geçen” bir durum olarak değerlendirdiği için ihtiyati tedbir talebini kısmen kabul etti; ancak tüm kongre kararlarının durdurulması isteğini reddetti.

Aldığı tedbir kararına itiraz etme hakkının bulunduğu belirtilmişti.