8 Eylül Kabine Toplantısı Kararları Açıklandı! İşte Öne Çıkan Gelişmeler!

Kabine Toplantısı'nın sonuçları Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından duyuruldu. Beştepe'de yapılan toplantı sonrası, alınan kararlar gündeme damga vurdu. Toplantının en önemli konuları Terörsüz Türkiye hedefindeki gelişmeler ve komisyon çalışmaları oldu. İşte 8 Eylül 2025 Kabine Toplantısı'nın kararları ve bulguları...

8 Eylül Kabine Toplantısı Kararları Açıklandı! İşte Öne Çıkan Gelişmeler!

Son Dakika kabine kararlarının duyurusu yapıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen kabine toplantısında pek çok güncel mesele masaya yatırıldı. Toplantıda alınan kararlar, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından canlı bir yayınla açıklandı. Peki, "Kabine toplantısında hangi kararlar alındı? Kabine toplantısının sonuçları duyuruldu mu?" İşte kabine kararları hakkında detaylar...

KABİNE KARARLARI 8 EYLÜL'DE DUYURULDU!

Cumhurbaşkanlığı kabinesi sonrası medyanın karşısına geçen Cumhurbaşkanı Erdoğan, önemli açıklamalarda bulundu.

Erdoğan'ın açıklamalarında dikkat çeken başlıklar şöyle sıralandı:

25-30 Ağustos tarihleri arasında kutladığımız Zafer Haftası'nı bu yıl da yürek dolusu bir biçimde geçirdik. Ahlat ve Malazgirt'teki törenlerde, milletimizin ezeli kardeşliğini tüm dünyaya bir kez daha duyurduk. Bu yıl 50. yılını kutlayan Türk savunma sanayiının önde gelen isimlerinden ASELSAN'ı Gölbaşı'nda ziyaret ettik. Burada, savunma sektörümüze ilişkin üç önemli adımı bir arada attık. Kahraman ordumuzun envanterine 47 araçtan oluşan çelik kubbe sistemlerini kazandırdık.

"HAVADA FARKLI BİR LİGDE YER ALIYORUZ"

280 milyon dolar değerindeki 14 kritik tesisin resmi açılışını gerçekleştirdik. Bu projeyi tamamladığımızda, inşallah bölgedeki en gelişmiş savunma teknoloji merkezi olacağız. Çevik kubbe sistemiyle hava savunmasında farklı bir liga adım atmış durumdayız.

Çelik kubbe, sıradan bir koruma yöntemi değil; düşmanca niyetlerle dolu grupların varlığı karşısında, vatandaşımızı korumak için tasarlandı. Ülkemizin güvenliği açısından bu bir endişe kaynağıdır. Kardeşliğimizi zedeleyen ve halkımızı siyasi tercihleri nedeniyle ayrımcılığa uğratan bir tutumdur. Tabancadan füzeye, insansız hava araçlarından tanklara kadar her alanda Türkiye’yi ve 86 milyon yurttaşımızı en üst düzeyde koruma sorumluluğumuz vardır.

"BİR BAŞKA BASİRETSİZLİK ÖRNEĞİ"

Ana muhalefet partisi liderinin Sinop'ta sergilediği yaklaşım, başka bir basiretsizlik örneğidir. Balıklar ve turistler, füzeler nedeniyle rahatsız oluyormuş gibi bir izlenim var. Bu kişinin nasıl bir cehalet içinde olduğunu gözler önüne sermek istiyorum. Su ürünleri yetiştiriciliğinde Avrupa’da birinci, dünya sıralamasında ise 17’inciyiz. 2002-2024 dönemi arasında su ürünleri ihracatımız, değer açısından 10 katına, miktar açısından ise 20 katına ulaştı. 2002’de 27 bin ton olan ihracatımız, 2024 yılı itibarıyla 313 bin tona, parasal değerde de 2 milyar dolara yükseldi. Sinop'taki durumu da benzer başarı ile ifade edebilirim; bu şehirde 4 yıl içinde avcılık ve yetiştiricilik amaçlı üretim 35 bin tona ve 117 milyon dolara ulaştı.

"NÜKLEER ENERJİYİ ÜRETİM HATTIYIMIZA MUTLAKA DAHİL ETMELİYİZ"

Sinop'tan Rusya, Peru, Japonya, Almanya gibi dünya genelindeki 25 farklı ülkeye ihracat yapmaktayız. Türk somonunun üçte biri Sinop'ta üretiliyor. Bu şahsın iddia ettiği gibi sorunlu bir tablo bulunmamaktadır, çevreci grupların nükleer enerjiye karşı durmasının nedenlerini birçok kez izah ettik. 2025 itibarıyla dünya genelinde 31 ülkede 416 nükleer reaktör faal duruma gelecek. Türkiye’nin de dahil olduğu 15 ülkede 62 reaktör inşa aşamasındadır. Enerjide dışa bağımlılığı azaltmak ve 2053 hedeflerimize ulaşabilmek için nükleer enerjiyi üretim hattımıza dahil etmemiz şarttır. Akkuyu’nun devreye girmesiyle, tabiri caizse bir engeli aşmış olacağız.

"DENİZLERDEKİ GÜCÜMÜZÜ GURURLA SERGİLEDİK"

Yıllık 35 milyon ton karbon emisyonunu önleyecek olan bu santral, ülkemizin gayri safi milli hasılasına 50 milyar dolarlık bir katkı sağlayacak. Nükleer santrale karşı çıkmak, cehaletten kaynaklanmıyorsa ancak kötü niyetle açıklanabilir. Bu dar bir anlayışın ne ülkeye ne millete ne de Sinoplu vatandaşlarımıza bir faydası olur.

Toplamda 881’i subay, 4 bin 130’unu astsubay olan kardeşimizi yeni görev yerlerine uğurladık. Mezuniyet belgelerini alan 5011 subay ve astsubayı tekrar tebrik ediyorum. TEKNOFEST Mavi Vatan etkinliğinde ülkemizin denizlerdeki gücüne bir kez daha şahitlik ettik. Vatandaşlarımız TCG Anadolu başta olmak üzere, Türk donanmasının son teknoloji unsurlarını yakından görme fırsatı buldu.

"Hedefimiz 453 BİN bağımsız birimi yılsonuna kadar tamamlayıp hak sahiplerine teslim etmek"

6 Eylül Cumartesi günü, 300 bininci deprem konutunun anahtarını teslim etmek ve 41 projemizin resmi açılışını yapmak için Malatya'daydık. Ocak ayında 201 bin, Haziran'da ise 250 bininci konutumuzu tamamlayıp, depreme maruz kalan vatandaşlarımıza tahsis etmiştik. 13 ilimizde toplamda 304 bin 836 bağımsız konut hak sahiplerine teslim edildi. Aynı etkinlikte, 9 ilimizde yapımı tamamlanan binlerce konut ve iş yerinin kurasını da çekmiş bulunduk. Deprem bölgelerinde kullandığımız kaynakların toplamı, 75 milyar dolardan fazladır. Hedefimiz, 453 bin bağımsız birimi yılbaşına kadar tamamlayıp, hak sahiplerine teslim etmek. Bunun için tüm gücümüzle çalışmalara devam ediyoruz.

"23 YIL BOYUNCA ARKASINDA DURAMAYACAĞIMIZ SÖZLERİ VERMEDİK"

Seçim döneminde eleştirilen, afetzedelere ücretsiz konut sözü veren fakat ortalıktan kaybolan, İzmir’de TOKİ’yi geçeceği iddiasıyla yola çıkıp birçok kişiyi mağdur eden kişilerin, Malatya ve İzmir’deki deprem konutlarını ziyaret etmeleri doğru olur. Biz millete olan sözümüze ve vaadimize sadık bir kadroyuz. 23 yıl boyunca arkasında duramayacağımız taahhütlerde bulunmadık. Söz verince, bunu gerçekleştirmek için gereken tüm çabayı gösterdik. Son iki seçimde halkı vaat yağmuruna tutanlar, seçim bittikten sonra ortadan kayboldular.

Su fiyatlarını düşüreceğiz dediler, art arda zam yaptılar. Ulaşımı kolaylaştıracaklarını söylediler, trafiği çekilmez hale getirdiler. Emeklilerimize destek vereceklerini ifade ettiler, yalnızca sözlerini unuttular. Geride eser, proje, icraat bırakmadılar. Talan, rüşvet, soygun yapmaktan başka bir şeyle meşgul olmadılar. Şimdi hala bunun hesabını yargıya ödemek zorundalar. Bağırsalar, çağırsalar, yabancı medya kanallarında dert yanarlarsa yan etkisi olmayacaktır. Türkiye'deki herkes hukukun koruması altındadır; mahkeme kararlarını eleştirmek farklı, tanımamak ise bambaşka bir meseledir.

"MİLLETİN HUZURUNUN BOZULMASINA ASLA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ"

Mahkeme kararlarının gözden geçirilmesi için yasal mercilere başvurursanız. "Ben bu kararı tanımıyorum" demek, hukuk devletine açık bir şekilde kafa tutmaktır. Böyle bir sorumsuzluğin toleranslı karşılanması mümkün değildir. İstanbul'daki kardeşlerimiz de dahil olarak, milletimizin huzurunun bozulmasına asla izin vermeyeceğiz. Ana muhalefetteki koltuk mücadelesinin ülkenin kazanımlarına zarar vermesine göz yummayacağız. Adli ve idari süreçlerin sorunsuz yürütülmesi için gereken tüm sorumluluklarımıza sadık kalacağız.

"ENFLASYONU TEK HANEYE DÜŞÜRMEKTE KARARLIYIZ"

Orta Vadeli Program, sadece sayılardan ve tablolardan ibaret değil. Halkımızın refahını sürdürülebilir bir biçimde artırmayı hedefleyen bir vizyon. Bu program aracılığıyla önümüzdeki üç yıl boyunca yalnızca büyümekle kalmayacak, aynı zamanda küresel maliyetteki ortalama performansı da geride bırakacağız. Hedefimizi biraz daha genişlettik. 2028 yılı itibarıyla inşallah 1,9 trilyon dolarlık bir ekonomik yapı inşa edeceğiz.

Kişi başına düşen gelirimiz, ilk kez 21 bin doları aşacak. Türkiye’yi, kalıcı olarak yüksek gelirli ülkeler ligine taşımak niyetindeyiz. Enflasyonu tek haneli rakamlara indirme konusunda kararlılığımız tamdır. Bu program ile 2,5 milyon yeni istihdam yaratmayı planlıyoruz. İşsizlik oranımızı yüzde 8’in altına çekmeyi umuyoruz. Cari açığımızda sürdürülebilir bir iyileşme sağlanacak ve mal ihracatımızın 300 milyar doları aşması bekleniyor. Hizmet alanında önemli bir yere sahip olan turizm gelirlerimizi ise 75 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz.

"MEVZUATIN GÖZDEN GEÇİRİLMESİ KAPSAYACAK ŞEKİLDE KONUNUN ÜZERİNE GİDECEĞİZ"

Son zamanlarda, 18 yaş altı suça karışan çocuklarla ilgili kamuoyundaki tartışmaları dikkatle izliyoruz. Bugünkü talihsiz saldırı da dâhil olmak üzere, cinayet ve suç işleyenlerin bu yaş grubundan olması halkımızda haklı bir öfke yaratıyor. Suç şebekeleri, sokak çeteleri ve terör örgütleri, bu çocukları hedef alarak istismar ediyor. Dijital platformlar, popüler kültür ve gayri meşru yaşamı özendiren içerikler, bu sorunların artmasında önemli bir rol oynamaktadır.

Bu durumun sosyolojik, psikolojik, pedagojik ve ailevi boyutlarını kapsayacak şekilde çok yönlü ele alınması gerekiyor. Geleceğimizi etkileyen bu sorunla birlikte, el birliği ile başa çıkmalıyız. Hükümet olarak, bu sorunun daha da tırmanmadan mevzuat kapsamında gözden geçirilmesi gerektiği noktasında kararlıyız. Bu süreç, tarihimizi, kültürümüzü ve evrensel hukuk normlarını rehber edinerek sürdürülmelidir.

"GENÇLERİMİZE İKİ ÖNEMLİ MÜJDE"

Gençlerimizi sevindirecek iki önemli müjdeyi burada duyurmak istiyorum. Aile ve Gençlik Fonu aracılığıyla yuva kurmayı planlayan genç çiftlerimize sağladığımız desteği artırıyoruz. 2026’nın Ocak ayı itibarıyla, her iki tarafın da 18-25 yaş arasında olması durumunda kredi tutarını 250 bin liraya, diğer durumlarda ise 200 bin liraya yükselteceğiz. 48 ay içerisinde çocuk sahibi olan genç çiftlerimizin talep etmeleri halinde, her çocuk için geri ödeme sürelerini 12 ay erteleyebileceğiz.

Üniversite öğrencilerimizin barınma ihtiyaçlarını karşılamak adına yeni adımlar atıyoruz. Yurt kalitemiz, erişilebilirliği ve maliyeti açısından dünya sıralamasında ilk sıralarda yer alıyor. 182 bin olan KYK yurt kapasitesi, bu yaz tamamlanan yeni yurtlarımızla rekor kırarak 1 milyonu geçti. Bu yıl 1 milyon üniversite öğrencisine güvenle yurtlarımızda ev sahipliği yapmayı amaçlıyoruz. Bunun da gençlerimize hayırlı olmasını temenni ediyorum. Yeni eğitim yılı, öğretmenlerimiz ve velilerimiz için sağlık, mutluluk ve başarılar getirsin.